Nisa Suresi 4/34. Ayette Allahu Teala şöyle buyuruyor: “Erkekler, kadınların koruyucusudurlar. Bu, Allah’ın her birine diğerinden fazla şeyler vermesi ve erkeklerin mallarından (eşleri için) harcamaları sebebiyledir. İyi kadınlar, Allah’a itaat edenler ve Allah’ın korumasına karşılık yalnızken kendilerini koruyanlardır. Boşanıp gitmesinden korktuğunuz kadınlarınıza öğüt verin, yataklarından ayrılın ve kendilerini rahat bırakın. Sizi gönülden kabul ederlerse onlara karşı başka bir yol aramayın (boşanmaya kalkmayın). Allah yücedir, büyüktür.” Ayette geçen kainatun kelimesi eşine değil Allah’a boyun eğen kadınlardır. Ayette geçen nüşuz kelimesi genelde güncel literatürümüzde eşine isyan eden, baş kaldıran, serkeşlik yapan diye tercüme edilir. Oysa Kur’an’ı Kerim’in ilgili ayetlerine bakıldığında; Nisa Suresi 4/34, Nisa Suresi 4/128, Mücadele Suresi 58/11. Ayetlerde geçmektedir. Bu ayetlere baktığımız zaman nüşuz kelimesi bir insanın başka bir tarafa hareket etmek üzere yerinden kalkması, kalkıp bir yere gitmek üzere harekete geçmesi anlamlarına gelir. Nisa Suresi 4/34. Ayette kadının nüşuzundan bahsedilirken yine bununla ilintili olarak Nisa Suresi 4/128. Ayette de kocanın nüşuzundan bahsedilmektedir. Bir hanım kocasının nüşuzundan yani artık onu bırakıp gitmesinden, kendini boşamasından, nikah bağını sona erdirmesinden veya iradından yani eşinin kendisinden yüz çevirmesinden endişe ederse oturup konuşsunlar, sulh yapsınlar deniyor. Dolayısıyla Kur’an’ı Kerim erkeğin eşinden ayrılmasına da nüşuz diyor. Bir mecliste, bir toplumda bulunanların bulunduğu toplumdan kalkıp gitmeleri nüşuz diye adlandırılmıştır.
Nisa Suresi 4/34. Ayette de kadının nüşuzundan bahsedilmektedir. vellâtî teḣâfûne nuşûzehunne – nüşuzundan endişe ettiğiniz kadınların durumuna gelince derken; serkeşliğinden falan değil bu mana bu tercüme hatalıdır, evliliğe son verme düşüncesi içerisinde olduğundan korktuğunuz bir kadının durumuna gelince oturup güzel güzel nasihatleşin, öğüt verin, olmazsa yataklarınızdan ayırın denmektedir. Vadribuhunne kelimesine de genellikle dövün anlamı verilir. Ancak Kur’an’ı Kerim’de hiçbir yerde normal bir bireye başka bir bireyi dövme veyahut cezalandırma emredilmez. Çünkü bütün hukuk sistemlerinde cezayı verecek olarak kamudur. Bireylere siz cezalandırma imkanı verdiğiniz zaman kaos, anarşi ortaya çıkacaktır. Nevsi müdafa dışında Kur’an’ı Kerim’in hiçbir yerinde, Resulullah’ın hiçbir örnekliğinde bir insanın başka bir bireyi kamu otoritesinin yerine kendisini koyup da cezalandırma yetkisi verilmemiştir. Hatta mesela Nur Suresinin ilgili ayetinde bir erkek eşini zina halinde başka biriyle görse dahi mahkemeye gitmesi emredilmektedir. Dolayısıyla Nisa Suresi 4/34. Ayette kadını oraya bırakın, yani gidip rahatsız etmeyin, huzursuzluk vermeyin, tahrik etmeyin, düşüncesinden vazgeçsin diye baskı yapmayın, onu sakin bir şekilde orada bırakın denmektedir. Nasihat yaptınız, yatakları ayırdınız ve onu o şekilde kendi başına bıraktınız, uzun bir süre düşünme imkânı verdiniz daha sonra dedi ki ben galiba bir yerde yanlış yapıyorum. Eğer gönüllü olarak döner size gelir de tamam ben artık evliliğe devam etmek istiyorum derse artık üzerine gitmeyin. Düşündün, sonuçlarının ne kadar ağır olacağını anladın, onun için vaz geçtin, erkeksen hadi gitsene vs değil, başına kakmayacaksınız. Feinatanekum kelimesi için; derler ki dövün ondan sonra da aşırı gitmeyin. Zaten dövüp, dövdükten sonra da itaat mı ettireceksin? İtaat gönüllü olarak yapılan şeydir. Yoksa kerhen, sopayla, zorla, silah zoruyla olan bir şeye teslim olmak denir. Bu itaat etmek anlamına gelmez. İtaat gönülden gelen bir davranıştır. Teslim ise dışarıdan gelen bir telkinle başka tarafa kerhen boyun eğme anlamına gelir. Dolayısıyla bu ayeti kerimede kadının kendi gönlüyle eşinin nasihatlerine, öğütlerine, aile müessesesinin devamı noktasında, gönlüyle bu aile hukukuna itaat edip, tekrar aileyi devam ettirme anlamında bir kelimedir.
Nüşuz kelimesi Kur’an’ı Kerim’de serkeşlik, başkaldırı, çirkeflik anlamında değil; bir yerden kalkıp başka bir yere gitme, herhangi bir şekildeki bir ilişkiyi koparıp oradan ayrılma anlamına gelir. Bu ayeti kerimelerde de eşlerin ayrılış emarelerine, ailenin nikah bağının çözülme emarelerine dair birtakım işaretlerden bahseder. Nitekim Nisa Suresi 4/35. Ayette de eğer bu iş ayrılıkla sona erecekse, hangi prosedürün uygulanacağını ayrıntılı olarak anlatır.
Prof. Dr. Servet Bayındır