Peygambere Kuran Dışında, Kuran’a Benzer Bir Vahiy İndirilmiş midir?

0
9.278 views

Allah, Kuran’a benzer ya da denk bir kaynak olduğunu kesin bir şekilde reddetmiştir. Aşağıdaki ayet bu gerçeği açıkça ortaya koyuyor:

“De ki: Andolsun, bu Kuran’ın bir benzerini ortaya koymak üzere insan ve cin toplulukları bir araya gelseler, birbirlerine destek de olsalar, onun benzerini ortaya getiremezler.” (17:88)

Peki Kuran bu ayette gördüğümüz gibi, kendisinin bir benzeri olmadığını söylerken, “Allah’ın elçisine Kuran’ın benzeri bir kaynak verildi” diyebilir miyiz?

Tur Suresi’nin aşağıdaki ayeti durumu daha da netleştirecektir. Tur Suresi’nde inanmayanlara şu şekilde meydan okunuyor:

“Yahut ‘Onu kendisi uydurdu!’ mu diyorlar? Hayır, onlar inanmazlar. Eğer doğru iseler onun benzeri bir ‘hadis’ (söz) getirsinler.” (52:33-34)

Allah, kendisine inanmayanlara Kuran’a benzer bir “hadis”, yani “söz” getirmeleri konusunda bu ayetle meydan okuyor. Allah “Eğer doğru sözlü iseler onun benzeri bir ‘hadis’ getirsinler” diyerek hiçbir hadisin, hiçbir sözün Allah’ın Kitap’ına benzer ya da denk olamayacağını vurguluyor.

Bakara Suresi’nde de hiç kimsenin Allah’ın Kitap’ına denk ya da benzer bir şey ortaya koyamayacağı söyleniyor:

“Eğer kulumuza indirdiklerimizden herhangi bir şüpheye düşüyorsanız, haydi onun benzeri bir sure getirin, eğer iddianızda doğru iseniz Allah’tan başka şahitlerinizi de çağırın. Bunu yapamazsanız -ki elbette yapamayacaksınız- yakıtı, insanlar ve taşlar olan cehennem ateşinden sakının. Çünkü o ateş, inkarcılar için hazırlanmıştır.” (2:23-24)

Yukarıdaki ayetler Kuran’a benzer ya da denk bir sözün olamayacağını açıkça gösteriyor.

KURAN EN GÜZEL HADİSTİR

Kuran’dan, daha önce de değindiğimiz gibi 69:40’ta elçinin sözü olarak bahsedilmiştir. Başka bir ayette de, Kuran, “ahsen-ül-hadis”, yani “en güzel hadis, en güzel söz” olarak tanımlanmıştır. Şimdi sözü geçen bu ayeti alıntılıyoruz:

“Allah, hadisin (sözün) en güzelini, birbirine benzer iç içe ikili mânalar ifade eden bir Kitap halinde indirmiştir. Rablerinden korkanların, bu Kitap’ın etkisinden tüyleri ürperir, derken hem bedenleri ve hem de gönülleri Allah’ın zikrine ısınıp yumuşar. İşte bu Kitap, Allah’ın, dilediğini kendisiyle doğru yola ilettiği hidayet rehberidir. Allah kimi de saptırırsa artık ona yol gösteren olmaz.” (39:23)

Kuran kendisini en güzel hadis (söz) olarak nitelendirirken, Allah’ın elçilerinin gerekli olan hadislerini (sözlerini) de içerdiğini anlatır. (Bakınız 20:9, 51:24, 79:15)

Allah birçok ayette Kuran’dan hadis (söz) diye bahsetmektedir: “Şimdi sen, bu hadise (söze) inanmazlarsa, belki de arkalarından kendini eritircesine üzüleceksin.” (18:6)

“Bu da ilk uyarıcılar gibi bir uyarıcıdır. Yaklaşmakta olan yaklaştı. Onu Allah’tan başka açığa çıkaracak yoktur. Şimdi siz bu hadise (söze) mi şaşıyorsunuz?” (53:56-59).

“Hayır! Yıldızların yerlerine yemin ederim -ki bilirseniz, gerçekten bu, büyük bir yemindir- şüphesiz bu, onurlu bir Kuran’dır, korunmuş bir kitaptır. Onu ancak temizler kavrayabilir. Evrenlerin Rabbinden indirilmiştir. Siz bu hadisi (sözü) mü küçümsüyorsunuz? Allah’ın verdiği rızka karşı şükrü, onu yalanlamakla mı yerine getiriyorsunuz?” (56:75-82)

“Bu hadisi (sözü) yalanlayanla beni baş başa bırak. Onları, bilmedikleri yerden yakalayacağız.” (68:44)

Allah bir yandan Kitap’ını, elçisinin sözü olarak nitelendirirken, bir yandan da bizleri en güzel hadis olan Kuran dışında bir hadisi kabul etmememiz konusunda uyarıyor. Aşağıdaki ayetler Allah’ın Kitap’ı olan Kuran’ın, elçiye verilen hadis olarak yeterli olduğunu ispatlıyor:

“Onlar artık bundan sonra hangi hadise (söze) inanacaklar.” (77:50)

“Göklerin ve yerin egemenliğine, Allah’ın yarattığı her şeye ve ecellerinin yaklaşmış olabileceğine bakmadılar mı? O halde Kuran’dan sonra hangi hadise (söze) inanacaklar?” (7:185)

“Hadis (söz) bakımından Allah’tan daha doğru kim vardır!” (4:87)

Görüldüğü gibi Allah kendi Kitap’ı dışında bir hadisi (sözü) takip etmememiz konusunda bizi kesin olarak uyarmıştır. Ayetlerde de görüldüğü gibi Kuran, Allah’ın onay verdiği tek hadistir:

“İşte bunlar, Allah’ın ayetleridir; sana bunları hak olmak üzere okuyoruz. Öyleyse onlar, Allah’tan ve O’nun ayetlerinden sonra hangi hadise (söze) inanacaklar? Vay haline, her yalancı ve günahkâr kişinin! O, Allah’ın kendisine okunan ayetlerini işitir de sonra büyüklük taslayarak sanki hiç onları duymamış gibi direnir. İşte onu acı bir azap ile müjdele! Ayetlerimizden bir şey öğrendiği zaman onlarla alay eder. Onlar için alçaltıcı bir azap vardır!” (45:6-9)

Aşağıdaki ayet göstermektedir ki Kuran uydurulmuş bir hadis ya da bir söz değildir: “Yemin olsun ki, onların hikâyelerinde, aklını ve gönlünü çalıştıranlar için bir ibret vardır. Bu Kuran, uydurulacak bir hadis (söz) değildir; aksine o, kendisinden öncekileri tasdikleyici, her şeyi ayrıntılı kılıcıdır, inanan bir topluluk için de bir kılavuz ve bir rahmettir.” (12:111)

Kuran böyle bir ifade kullanarak, Kuran’da yer almayan, insanlar tarafından uydurulan hadislerin varlığına da işaret etmektedir. Lokman Süresindeki ayetler bu anlamda önemlidir:

“İnsanlardan öylesi vardır ki, Allah yolundan bilgisizce saptırmak için hadis (söz) eğlencesi satın alır ve onu alay konusu edinir. İşte böylelerine rezil edici bir azap vardır. Ayetlerimiz ona okunduğunda, böbürlenerek yüzünü çevirir. Sanki onları hiç işitmemiştir, sanki kulaklarında bir ağırlık vardır. İşte böylesini, korkunç bir azapla muştula.” (31:6-7)

Ayette bahsedilen bu kişiler inananları Allah yolundan saptırmak için “lahval hadis” yani “söze dayalı eğlence/boş söz” kullanmaktadırlar. Yukarıdaki ayet ayrıca bu insanların Kuran’ın rehberliğini duyduklarında kibirlendiklerini ve ayetlerden yüz çevirdiklerini söylemektedir. Bu insanlarla ilgili daha detaylı bilgi Enam Suresinde verilmektedir:

“Böylece biz, her peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman kıldık. (Bunlar), aldatmak için birbirlerine yaldızlı sözler fısıldarlar. Rabbin dileseydi onu da yapamazlardı. Artık onları uydurdukları şeylerle baş başa bırak. Ki ahirete inanmayanların gönülleri ona ısınsın, ondan hoşlansınlar ve işledikleri suçu işlemeye devam etsinler.” (6:112-113)

Ve Allah başka bir surede de şöyle buyuruyor:

“Biz senden önce hiçbir elçi ve peygamber göndermedik ki, o bir şey tasarladığında/okuduğunda, şeytan onun düşünce ve dileği içine bir şey atmış olmasın. Ama Allah, şeytanın attığını siler, sonra kendi ayetlerini sağlamlaştırır. Allah Bilen’dir, Bilge’dir. Bu, Allah’ın; şeytanın attığını, kalplerinde hastalık olanlara, gönülleri katılaşanlara bir deneme yapması içindir. Zalimler, geri dönülmez bir ayrılık ve kopuş içindedirler.” (22:52-53)

Ayetlerin anlattığı gibi, bu aldatıcı sözleri üretenler İslam’ın düşmanlarıdır. Ne yazık ki ayette de bahsedildiği gibi insanlar bu uydurmalara yönelebilmekteler. Şeytani akıllar bu uydurmaları Allah’a isnat etmektedirler:

“O (Şeytan) size ancak kötülüğü, çirkini ve Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri söylemenizi emreder.” (2:169)

Şeytanın, Allah’a ve elçisine isnat edilen aldatıcı sözlerini takip edenler kendilerini doğru yol üzerinde sanmaktadırlar. Bu insanlar Kuran’ın mesajına karşı bilgisiz ve kördürler:

“Kim Rahman’ın Zikri’ni (Kuran’ı) görmezlikten gelip ondan uzaklaşırsa biz ona bir şeytanı musallat ederiz de o ona can yoldaşı olur. Bu şeytanlar onları yoldan saptırırlar. Onlarsa kendilerinin hâlâ doğru yol üzerinde olduklarını sanırlar.” (43:36-37)

Bizler bu şeytani uydurmalara karşı tetikte olmalı, Allah’ın Kitap’ında yer alan gerçek kutsal öğretilere yoğunlaşmalıyız. Yukarıda değinilen tüm ayetler göstermektedir ki Kuran’a benzer ya da denk bir şey yoktur. Yine ayetler göstermektedir ki Kuran, elçinin sözü ve Allah’ın elçisine verdiği hadistir. Ayrıca Allah insanlara Kuran’dan sonra hangi “hadis”e inanacaklarını sormuş, şeytani fikirlere sahip insanların yanlış sözler uyduracağını ve bunları kutsal gerçekler olarak sunacağını bize ayetleriyle bildirmiştir. Biz inananlara düşen sadece Allah’ın Kitap’ına tutunmak ve din diye sunulan uydurmalardan uzak durmaktır.

WordPress › Hata